Uzmanlar, Facebook, MySpace gibi sosyal iletişim ağlarıyla fazla
içli-dışlı bir şekilde büyüyen yeni neslin, uzun süreli ilişkiler
kuramadığını belirterek, bu kuşağın düşünmeden, dürtüleriyle hareket
eden bir kişilik geliştirebilecekleri uyarısında bulunuyor.
Londra’da geçen hafta Kraliyet Psikiyatri Koleji yıllık
toplantısında ortaya konan verilere göre, internet ve özellikle sosyal
iletişim ağlarının, 1990 ve daha sonraki yıllarda doğan çocuklar
üzerinde birçok olumsuz etkisi bulunuyor. Psikiyatrist Dr Himanshu
Tyagi, sosyal iletişim ağlarının, çocukların aklında ilişki ve
arkadaşlıkların hızlıca kurulabildikleri ve kolayca yok edilebildikleri
gibi bir düşünce oluşturduğunu söylüyor.
Tyagi şöyle anlatıyor: “Bu öyle bir dünya ki her şey çok hızlı
hareket ediyor ve sürekli değişiyor. İlişkiler bir fare tıklamasıyla
çöpe atılabiliyor. Profilinizi anında silip, kabul görmeyen
kimliğinizi, daha kabul görebilir bir kimlikle değiştirebiliyorsunuz.”
Bu sosyal ağların hızlı temposuna alışan çocuklar, bir süre
sonra gerçek dünyayı sıkıcı buluyor. Sanal dünyadaki heyecanı, hareketi
arayan gençler, gerçek dünyada tatmin olamayınca sıra dışı, ekstrem
davranışlar içine girebiliyor. Buna intihar eğilimi de dahil...
Tyagi, internette sosyalleşmeyi tercih eden gençlerin, gerçek
dünyadaki değerlere değer vermediğini; bu yüzden düşünmeden hareket
ettiklerini, internetteki gibi kolayca ani kararlar aldıklarını
anlatıyor.
Daha çok nette sosyalleşen çocuk ve gençler, gerçek dünyadaki iletişim
standartlarına, iletişim için gerekli vücut dili, ses tonu ve yüz
ifadeleri gibi fiziksel ipuçlarına da yabancı kalıyor; bunları
öğrenemiyorlar.
Alarm verici! Önlem alınmalı...